Translate

Thursday, May 30, 2013

PKK Nereye Gidiyor?



Ya güle oynaya seyrettiğimiz çekilme ya bir hezeyana dönüşürse ve gerilla olarak varlığını sürdüren PKK’lılar, Türkiye’yi terk edip düzenli bir orduya dönüşürlerse ne yapılacak?

Time dergisi Nisan sayısında Abdullah Öcalan’ı yılın en etkili 100 ismi arasında saydı (Türkiye’den listeye bir de Fethullah Gülen girmişti.) Derginin tanıtma yazısında Abdullah Öcalan için barış lideri deniliyor, düşmanı ( !) barışa ikna etmesinden bahsediliyor ve liderlik vasfı ön plana çıkarılıyordu.

Türkiye’deki Kürt hareketinin milliyetçi bir vasfının olduğunun unutulmaması gerekiyor. Her ne kadar PKK’nın web sayfası halen Apo’nun başlattığı sosyalist idealleri takip ediyormuş gibi görünüyorsa da Türkiye’deki Kürt hareketi milliyetçidir, milliyetçiliğin sembollerini kullanır. Bunlar, bayrak, milli marş, bayramlar. Ayrıca bir devletin dayandığı egemenlik ilkelerini de oluşturmaya çalıştılar. Hatırlayın, kendi  yargı sistemlerini oluşturdular,  yerel yönetimlerini bir nevi özerkleştirmeye çalışarak yürütmelerini güçlendirmeye çalıştılar, sınırlarını çizdiler. Bu devletin güvenliğini sağlayacak olan  ordu işlevini PKK  devraldığında mesele toprak meselesine dönüşüyor.

BDP ile PKK arasında gizli bir gerilim var. Hatta bu noktada bir dönem PKK ile BDP’nin uzaklaştıklarını görüyoruz. Apo, kendi başlattığı hareketin meyvelerini BDP’lilerin toplamasını istemedi. Bu yüzden çözüm için Türk Devletine yakınlaştı. Ayrıca PKK, Barzani’den aldığı desteği kaybetti. Çünkü Barzani tüm Kürtlerin birleştiği büyük Kürdistan’ın lideri olamayacağını biliyor ve bu liderliği Türkiye Kürtlerine veya Apo’ya vermek istemiyor. BDP, Apo ve Barzani arasındaki mücadeleyi kendi açısından değerlendirip elini güçlendirmeyi tercih etti.

Hükumet PKK’yı sıkıştırmak için hem Barzani hem İran ile işbirliğine gitti. İran ile yakınlaşarak  PKK ile ilgili istihbarat elde  etti ve İran desteği ile kampları bombaladı. Apo bir bakıma köşeye sıkıştığını hissettiği bir anda hükumet PKK’nın çekilmesini istedi. Barzani ile de petrol anlaşmaları yaparak onu bağladı. Osman Baydemir bu oyuna dahil olmak için bugün Barzani’yi ziyaret ediyor olmalı.

Şimdi dengeler yine değişti. Oyun başladığı gibi ilerlemiyor. İran ile ilişkiler bozulma yolunda. Suriye’nin PKK’ya destek vermeyeceği kesin değil. PKK, Suriye’deki Kürt oluşumunu Barzani’ye karşı bir denge unsuru olarak kullanmak isteyecektir. Bu durumda hükümetin yapması gereken Suriyeli muhalif hareket içinde Kürtleri muhakkak kontrol altında tutmak olmalıdır.

Alt yapısı bu kadar hazır olan Kürt hareketi bütün bunları simgesel bir boyuta mı indirgeyecek yoksa PKK’yı düzenli orduya çevirerek ondan güç mü alacak? Bu sorunun cevabını bu bölgeye yatırım yapan şirketlerin tutumu belirleyecek. Şirketleri kim beslerse barış rüzgarları o yönde esecek, veya savaş çanları yeniden çalacak.


Hükumet’in en zayıf noktası planlarla değil projelerle hareket etmesi. Projeler konusunda başarılı ancak hukumetin daimi başarıyı yakalamak için planlara ihtiyacı var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti PKK’yı sınır dışına atarak meseleyi çözdüğünü düşünüp rehavete kapılmamalı. PKK’nın takipçisi olmalıdır.





No comments:

Post a Comment