Translate

Saturday, August 30, 2014

ONE DIRECTION KONSERİ VE KADINLAR MATİNESİ



Dün gece One Direction adlı grubun 2014 yılı konser turu dahilinde Chicago’da verdiği konsere kızımı ve bir arkadaşını götürdüm. Götürdüm diyorum çünkü konsere kadar bu grubun sadece adını biliyordum.

Konser biletleri Ocak ayında bitti. Chicago Soldier Field adlı 65 bin kişi kapasiteli stadyumun tepesinden bilet bulabildim. Tabii ki bunlar en pahalı biletler değildi!  Biletlerin çok erkenden bitmesi beni biraz şaşırtmıştı aslında ama neyle karşılaşacağımı hiç bilmiyordum.

Konsere farklı eyaletlerden ve Costa Rica gibi yerlerden de gelmişlerdi. Konser üyelerinden biri, genç bir Müslüman delikanlı. Bunun etkisi var mı bilmiyorum ama konserde bizim dışımızda Müslüman  kızlar da vardı.

Yol boyunca kızım ve arkadaşı arabalara bakıp  “Bu arabadaki kızlar da konsere gidiyorlar.” dedikçe ben kıs kıs gülüyor, hatta “Bakın şu kızlar yanlış yöne gidiyorlar.” deyip onlarla hafifçe alay ediyordum. Haklılarmış!  Stadyum yarım saat içinde yaşları 9 ile 15 arasında değişen on binlerce kızla doluverdi. Bu yeni yetme genç kızlar konser boyunca çığlık attılar. (Çoğu zaman kulaklarımı kapattım.) 

İki günlük konserin Cuma günkü gösterisi için 55 bin bilet satılmış. Ben, çevremde erkek olarak, sadece üç kızı ile birlikete gelen bir baba, eşi ve kızları ile gelmiş olan iki baba ve arkadaşları ile gelen bir One Direction hayranı gördüm. Konserde kızlar ve anneleri kenetlendiler. Bir anne daimi olarak kızını öpüyordu. Biz de zaman zaman sarıldık.

Sonuç olarak  kadınlar matinesi düzenleyip kadınları koyunlar gibi oraya doldurup " Hadi bakalım eğlenin." demeye gerek yok. Kadınlara tercih yapmaları için bir fırsat ve tercihlerine biraz saygı yeter. Kadınlar ve kızlar kendileri neyi, nerede, kimlerle dinleyeceklerini tercih edebilirler.

Antalya’da açılan kadınlar plajını yıllarca plajda taciz edilmemek için sabah saat 6:30’da Karadeniz’in soğuk sularında yüzmüş bir kadın olarak takdir ediyorum. Fakat kadınlara “Hadi bakalım, bundan sonra burada yüzeceksiniz.” diye yapılabilecek muhtemel bir zorlamayı kesinlikle reddediyorum.  Siyasetçiler ve yöneticiler kadınlara hizmet vermeli ama bunu yaparken kadınları kendi haline bırakmalı. 


Kadınlar, sadece Amerika’da değil;  dünyanın her yerinde, One Direction konserindeki 9 yaşındaki kızdan torununu getiren nineye kadar, kendi tercihlerini yapabilecek kapasiteye sahipler.








Chicago, 30 Ağustos 2014

Monday, August 18, 2014

FERGUSON VE ABD’DE AFRİKALI AMERİKALILAR



9 Ağustos’ta 2014’te ABD’nin Missouri eyaletindeki Ferguson şehrinde
bir beyaz polis zenci bir çocuğu öldürdü ve bu eyalette büyük çaplı gösterilere sebep oldu. Göstericilerle polis arasında çatışmalar çıktı.

Bu ölüm ABD’de her yıl yaklaşık olarak polis tarafından öldürülen 100 zenciden biriyken, ABD’de polis rahatlıkla ateş açarken ve beyazlar da bundan nasibini alırken ne oldu da Missouri’deki zenciler ayaklandı?

Öncelikle Afrikalı Amerikalılar konusu beyazlar arasında özellkle liberal beyazlar arasında çok konuşulan bir konu değil. Irkçılık konusu oldukça hassas ve kimse bunun riskini almıyor. Amerikalı beyazlar ile siyahlar arasında gözle görülür derecede kültür farkı var. Aynı toplumda yaşayan iki ayrı grup gibiler. Tabii ki beyaz Amerikalı kültüre uyum sağlayan siyahlar hariç.  Bu tür kişilere ev zencisi (ırkçıların kullandığı bir tabir) deniyor. Kölelik dönemlerinde evlerde hizmet ettikleri için beyazların kültürüne adapte olmuş ve eğitim imkanına daha erken ulaşmış bir grup bu.

Eğitim fırsatı elde edebilen ikinci grup kiliselere devam eden ve dini metinleri okumak için okuma-yazma öğrenen grup. Bunların üçüncü, hatta dördüncü kuşak torunları  kendi toplulukları içinde genel olarak rahip veya öğretmen olarak görev yapıyorlar. Eğitim olanağı sağladığı ve göreceli olarak daha iyi yaşama imkanı verdiği için kiliselerine minnettarlar.

Ayrıca, zenciler şehirlerde dış mekanlar diyebileceğimiz mekanlarda ve bir arada yaşıyorlar. Bu da baskın beyaz kültüre entegre olmalarını engelliyor. Şarkılarındaki Musa’nın kölelikten kurtuluşuna atıflar halen en belirgin motif. Kullandıkları İngilizce standart İngilizce değil adeta değişik bir şive. Afrikan Yoruba dilinin bu şivedeki etkileri gramere kadar inmiş durumda.

Son olarak Afrikalı Amerikalıların sosyo ekonomik seviyeleri genel olarak düşük, üniversiteye devam oranları oldukça az. Azınlıklar özellikle Latin ve siyah öğrenciler için Toplum programları uygulanıyor ancak yine de bu programı tamamlayanların üniversiteye girmek için elinde her imkanı olan diğer gençlerle yarışmaları zor. Aralarından çok azı üniversitelere gidebiliyor. Halen okuma yazma bilmeyen Afrikalı Amerikalılar var. Çoğunun internete ulaşacak imkanı, hatta bilgisayarı yok.

Oscar ödülü alan film 12 Yıllık Esaret (12 Years a Slave), Afrikalı Amerikalıların toplumda yakın dönemde uğradığı baskıyı bir kez daha gündeme sessizce getirmiş oldu. Şimdi Missouri’de zenciler bu filmin ve yılların bastırılmışlığının tepkisini veriyorlar.

Şunu da belirtmek gerekir ki 1961 yılında yine zencilerin yoğun olarak yaşadıkları Mississipi'de başlayan sivil harekete özellikle Yahudi gençler arasında kendilerini Özgürlük Savaşçıları olarak adlandıran Afrikalı Amerikalıları desteklemek için yola çıkan Özgürlük Yolcuları (Freedom Rider) adlı gruptan zenciler için hayatını kaybeden beyaz Amerikalılar da olmuş.

Herşeye rağmen son olarak şunu belirtmekte yarar var bugün ABD’de yaşayan zenci profilleri oldukça farklı. Bir kısmı 17 ile 19. yüzyıllarda bu kıtaya getirilmişken öte yanda Afrika’nın değişik ülkelerinden halen gelmekte olan zenciler geniş bir yelpaze oluşturuyor. Bu gruplar arasında yaşadıkları topluma entegre olma çabası gösterenler veya kendi kültürlerini koruyarak var olmak isyetenler ile egemen kültürün onları kendi kültürlerine oldukları gibi kabul etmemelerinden kaynaklanan bir kültür gerilimi daha uzun yıllar yaşanacağa benziyor.