Translate

Tuesday, May 28, 2013

Başbakan’ın danışmanları

Başbakan’ın danışmanları ne yaparlar? Ne yerler, ne içerler?

Başbakan dünkü grup toplantısında  “İçeceksen alkollü içeceğini al evinde iç.” dedi. Halk arasında benim sıkça duyduğum bu ifade birden siyasi diskura giriverdi. Başbakan bu konuda yani halkın dili ile halka hitap etme konusunda oldukça başarılı. Halk arasında ve kendi yetişmesinde etkili olan hiç bir şeyi sorgulamıyor. Bu anlamda tam bir siyasetçi. Ancak aynı zamanda başbakanın bir de misyonu var, başbakan ayrımcı bir dil kullanmamalıdır.  Kendisinin isteği gibi yaşamayanların yaşam tarzlarına saygı duymalıdır.  Unutmamalıdır, bu ülkede solcu kızlar başörtülü arkadaşları eziliyor diye başörtüsü taktılar, onlarla yaşam tarzlarını değiştirdiler. Çoğunluk  AKP’ye baskıdan kurtulmak için oy verdi, bu anlamda aydınlar da AKP’yi bir alternatif olarak gördüler.

Başbakan’ın bu sözü iki bakımdan analize değer.  Aynı konuşmada başbakan kendilerinin “muhafazakar demokrat” bir parti olduğunu vurguluyor. Muhafazakarlığın temel ilkelerinden biri aile mefhumudur ki biz bunun karşılığını Türk muhafazakar söyleminde ev olarak buluruz. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Sibel Eraslan, Cihan Aktaş gibi dindar kadın yazarlar ev kavramını özellikle ele alırlar. Başbakan “Evinde iç alkolünü!” derken partisi için kutsal olan bir mekanı nasıl bu kadar kolay gözden çıkarıyor.  Ben pek çok mütedeyyin kadın biliyorum Anadolu’da. Kocaları haftada birkaç kere dışarıda içer ve evine gider, uyur.  Kadın çocukları ile ilgilenir, komşu kadınları ağırlar, akrabalarını kabul eder bu saatlerde. Herhalde başbakanın maksadı bu adamları artık eve içmeye zorlamak değildi.

Dışarı gidip amiyane tabirle demlenen bu Anadolu adamları - ifadeyi sadece Anadolu’da yaşayanlar için kullanmıyorum, bu kültürü taşıyanlar için kullanıyorum- başbakanın deyişi ile alkol alıp evinde içecek. Artanı dolaba koyacak. Evdeki çocuk ve gençler bir gün merak edip dolaptan alıp deneyecekler. Hatta arkadaşlarına denetecekler. Bir süre sonra babalarının alkolünü babaları ile paylaşıyor olacaklar, çünkü zaten ayağına kadar gelmiş olacak. Herhalde başbakanın maksadı  bu da değildi.

Bundan sonra da devlet bize liste mi verecek. Evde yapılacaklar listesi ve sokakta yapılacaklar listesi. Bir iktidar da çıkıp “İbadetini evde yap ibadethanelere gerek yok” dese ve bunun pek çok rasyonel sebebini ortaya koysa ne olacak?  Olmaz mı, olabilir ….

Alkol alanların evinde çocuklar yok mu onlar gelecek nesil değil mi? Belki insanlar çocuklarının veya büyüklerinin olduğu ortamda içmek istemiyor, belki adamın karısı evde içmesine izin vermiyor…Başbakan’ı maksadı aşan ifadelerden yakın çevresi ve danışmanları alıkoyar.  Umarım kendileri bu sözlerin maksadı aştığının farkındadırlar.


İktidar alkol konusunda düzenleme yapabilir, o kadar; evleri, insanların özgürlük alanıdır. Siyasetçi orada neler yapılacağını tanımlayamaz!

http://host.madison.com/ct/news/local/city-life/quick-question-should-the-state-lower-the-threshold-for-drunken/article_40affa81-44a0-56e9-bce3-43e7ab78c2b6.html

No comments:

Post a Comment