Translate

Sunday, April 10, 2016

MHP Kongreye Giderken



Dün bir genç arkadaşla  başladığımız konuşmamızın devamı için klavye başındayım. Genç arkadaşım heyecanlı, akıllı ve yaşına göre oldukça olgun. Ülkesine, işine, ailesine; ırkı, cinsi, dili, dini, rengi ne olursa olsun insanlığa aşık bir humanist. Size ilginç gelebilir ama MHP’nin böyle bir genç kuşağı var şimdi.  Türkiye’nin bazı yerlerinde Kürt köylerinde sevgi ile karşılanıyorlar; birlikte Türk bayrağı sallıyorlar.  Ülkü, idealleri;  insanlık onların meşalesi. MHP’nin nasıl bir yol izlemesi gerekiyor? Buydu tartışmaya başladığımız konu. Sondan başladık. Konuşma devam edemedi; buradan yazıyorum.

MHP gücünü devletten alan bir parti. Devletten dediğim devletin somut varlığından değil; soyut devlet kavramından. Bunu bir kez daha yargı kararı sonucu gittiği kongre ile göstermiş oldu. Güçler ayrılığı prensibi ve yargının bağımsızlığı MHP’nin ontolojik konumunu yeniden siyaset sahnesine soktu. Dün söylediğim çok amiyane şu tabiri tekrar edeyim. ‘Yargı demokrasinin emniyet sübabıdır.’  Onu zedelediğinizde demokrasiyi zedelersiniz. Örselenmiş bir demokrasi artık çoktan demokrasi olmaktan çıkmıştır. Bu durumda MHP için şu anda sorulacak en hayati soru herkesin düşündüğü gibi ‘Partinin başına kim gelirse seçimi kazanırız’ değil ‘Türkiye’nin geleceği için ve içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan çıkması için hangi ilkelerle hareket etmeliyiz’ olmalı.  Bu durumda yargının bağımsızlığını yeniden kurgulayacak; devletin tüm kurumlarına ben sahip olacağım diyen değil; devlet kurumlarını uyumlu bir şekilde işleteceğim diyen bir liderle yola devam edilmeli.

Türkiye şu anda iki ayrı terör kıskacına düşmüş durumda. Bunlardan birincisi ve kronik olanı PKK terörü ki bunu ancak yukarıda söylediğim anlayış ve davranış bitirir. Bu gün geldiğimiz noktada PKK toprak egemenliği istiyor. PKK’yı durdurmanın iki yolu yok. Sadece bir yolu var. O da PKK’nin kendisini yeniden ürettiği zemini yok etmek. Bu zemin Kandil değil; insanların kalpleri. Şunu unutmamak gerekir PKK Türkiye’den umduğunu bulamazsa her terör örgütünün yaptığı gibi kendisine yeni bir hedef bulup oraya yönelecek. Bu durumda PKK konusunun çözümü ne İran ile -ki İran kendi içindeki Kürtlerin harekete geçmemesi için PKK-Türkiye uzlaşmazlığının uzamasından faydalanıyor-ne ABD ile– ki ABD için kimin yönettiği değil kendi şirketlerinin ne kadar kar ettiği önemlidir- ne de Rusya ile- ki PKK’nın varlığı Rusya için her zaman Türkiye’ye aba altından gösterilecek sopadır- veya başka bir ülke ile mümkündür . Size sizin içinden yetişmiş birisi olarak şunu söyleyeceğim: PKK konusunda kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Haziran seçimlerinde HDP’yi tanımıyorum diyen Devlet Bahçeli Türkiye’de daha da otoriterleşen bir zeminin hazırlanmasına katkı vermiş oldu.  MHP’nin yeni lideri; seçilmiş olanların kimliği ne olursa olsun, Türkiye sınırları içindeki herkesin  birinci olarak hayatta kalması  (yaşaması; şehit olarak dahi ölmemesi) ve ikinci olarak da refah içinde olması için birlikte siyaset üretebilecek anlayış ile yoluna devam etmeli.

Türkiye için şu anda en büyük problem IŞİD terörü yani  Türkiye’nin her yerinde her an patlayan bombalar. Bu konuda Türkiye’nin yeniden sınır güvenliğine geri dönmesi gerekiyor. İstihbarat örgütlerinin koordineli çalışması; İslamcılığın akademik alanda yeniden tanımlanması, bir takım dini kanaat önderleri ile işbirliği kurulması ve bu konuda devlet ile aralarında güven duygusunun tesis edilmesi başlangıç için atılması gereken adımlar olabilir. Ayrıca Türkiye’de halen yaşayan ve gayri resmi rakamlara göre 4 milyon civarındaki Suriyeli halkın entegrasyonu için sivil halktan destek alınması yolunda adımlar atacak kapsayıcı, kucaklayıcı bir lider ile yola devam edilmesi gerekiyor.

Türkiye’de 19. yüzyıldan beri Batı aydınlanması ile ilişkili olan bir bir kitle var. Bu kitle tek tip değil. Bazıları Batılıların hayat tarzına; bazıları onların düşünüş şekillerine hayran.  Zamanı geri döndürmek; bu insanları Batı’dan ayırmak; bu zihniyeti (Olumsuz anlamda kullanılan bir söz olarak kullanmıyorum. Düşünce tarzı anlamında yazıyorum.) yok etmek imkansız. O halde Batı’nın değerlerini de içinde sentez eden ateistinden sofu dindarına; hayat tarzını kendisi belirlemiş her erişkine kapısı açık bir yeni liderle yola devam edilmeli.


Okuyan, okutan; sorgulayan, samimi; ufku açık genç kuşak : Yolunuz açık olsun.

No comments:

Post a Comment