Translate

Wednesday, October 10, 2012

PETROL BORU HATLARI- SURİYE-TÜRKİYE-ABD




            ABD, dün, Lübnan’a 150 kişilik bir üzel birlik gönderdi. Amerikan kamuoyu askeri birliğin  mültecilere yardım için gönderildiğine basından aldığı enformasyon sonucu ikna olmuş durumda. Bununla birlikte, ABD yaptığı resmi açıklamada Suriye’deki krizin Ürdün’e yayılması ihtimaline karşılık olarak öntedbir olarak bu birliğin gönderildiğini beyan etti.

Bu hamle ile ABD’nin nihai hedefi Suudi Arabistan- Lübnan Boru Hattı’nı yeniden aktif etmek. Amerikan petrol firmaları ile Suudi Aramco’nu işbirliği dahilinde faaliyet gösteren Suudi Arabistan-Lübnan Boru Hattı, faaliyetlerine 1950 yılında başlamıştır. Hedefi Suudi petrolünü Basra körfezinden Akdeniz limanlarına indirmek ve oradan Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu sahilleri ile Avrupa’ya göndermekti. Bugün dünyanın en fazla üretim yapan Suudi Arabistan’nın devlet firması Aramco’nun petrolünün % 30’u bu boru hattı ile Akdeniz’e gönderilip Lübnan’da büyük oranda elektriğe dönüştürülüyordu.
Boru hattının güzergahı oldukça ilginçtir ve Ortadoğu’daki dengelerin nasıl işlediği hakkında bize ipucu verir.   Suudi Arabistan’da başlayıp Lübnan’da son bulan boru hattı Ürdün’ün kuzeyini baştan başa geçerek en kritik noktaya gelir. Ürdün-Suriye sınırında, tam sınırın üzerinden, devam eder ve Golan teplerinden ilerleyerek Lübnan’a girer.
Beşer El-Esad’ın, yönetimi muhaliflere vermeyerek hem muhaliflere hem komşu ülkelere saldırması ve buna karşılık Türkiye’nin de şahin bir dış politika izlemesi bölgedeki gerginliği daha da artırıyor.
Amerikan İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano bugün Türkiye’yi ziyaret ediyor. Ziyaretin hedefi İran’a uygulanan ambargonun delinmemesi, mülteci sorunu ve tabii ki Barzani’nin kuzey Irak petrollerini Türkiye üzerinden pazarlaması ve Türkiye’deki boru hatlarını kullanıyor olması. Türkiye boru hatlarının kullanılması dolayısı ile 12 milyon dolar alıyor. Anlaşılan o ki Amerika hem petrolün güvenli bir şekilde pazarlara girmesini istiyor hem de Kuzey Irak Kürt Bölgesinde faaliyet gösteren firmalarının zarar etmesini  istemiyor.  Olası bir savaşta Esad’ın kaybedeceği muhakkak. Türkiye nasıl kazanır? Unutmamak lazım Savaşı askerler değil siviller kazanır”.

http://almashriq.hiof.no/lebanon/300/380/388/tapline/map-large.html





Sunday, June 24, 2012

Suriye- Türkiye- Akdeniz ve Petrol




Suriye bir uçağımızı düşürdüğünde Akdeniz’de suların ısındığını iyice anlamış olduk.  Herkes Suriye uçağı neden düşürdü sorusunu sorarken uçağın düştüğü noktanın manidar olduğunu belirtmek istiyorum: Akdeniz

Ortadoğu’daki halihazırda görülen anlaşmazlıkların altında petrol olduğunu görmemek bakar körlükten ibarettir.

Türk Petrolleri şirketinin 1912’de kurulmasının ardından Osmanlı İmparatorluğunun savaşa çekilmesi ve savaş sonrasında elindeki petrol zengini bölgeleri kaybetmesi bir tesadüf değildi.

Petrol piyasasında yeni oyun Akdeniz’de kuruluyor ve bu oyunun en büyük aktörünün Türkiye olması çok muhtemelken, Türkiye’ nin Suriye ile bir kör dövüşüne girmesinin bir manası yok.

Türk yönetimin yapması gereken  Suriye sorununa sonuna kadar gömülmeden tüm dikkatini Akdeniz’e yöneltmesidir.

Abdullah Gül’ün İngiltere kraliçesini ziyaretinin altında Akdeniz petrolleri için bir ortaklık arayışının yattığını söyleyebiliriz.  Buradan sonuç çıkar mı bilemiyoruz fakat görülen o ki Türk petrol şirketlerine  yeni ortaklar gerekiyor.

  ABD’de  Türkiye ile bağların yeniden güçlenmesi konusunda söylemler başladı. Obama ile başkanlık seçimlerinde yarışan  Senatör Mc Cain bunu Washington’da bir thinktank kuruluşunun toplantısında Başbakan’a duyduğu hayranlıkla birlikte dile getirdi. Öte yanda İsrail aynı konuyu tartışıyor.

Türkiye Akdeniz’deki petrol kaynaklarına ya eski ortakları ile ulaşacak ya da  Kanada, Malezya veya Rusya gibi ülkelerin petrol firmaları ile  ile ortaklık kuracak.  Türkiye’nin duruşu sadece Türk halkının değil dünyanın kaderini de etkileyecek.
Madison- 25 Haziran 2012