Translate

Monday, November 4, 2013

GELDİĞİMİZ NOKTA: ATATÜRK’TEN BABATÜRK’E SİYASİ KÜLTÜRÜMÜZ



Aile içinde “baba”ların eşlerine ve çocuklarına karşı kullandıkları otoriteyi bir siyasi liderin kullanmasına patriarşi (patriarchy) denir. Patriarşinin kelime anlamı tam olarak "babanın yönetimi"dir ve siyasi lider ile yönetim kadrolarının erkek egemen ve kontrolcü olduğu sistemlerin genel adıdır. Patriarşi kaynaklı paternalizm de aynı anlamda bir siyasi terimdir;  devlet eliyle yürütülen paternalizm (devlet paternalizmi) bireylerin özgürlüklerini onların iyiliği (!) adına kısıtlar.

Her kültürde ortaya çıkabilen patriarşi maalesef şimdi bizim siyasi kültürümüzde yeniden göründü.

Bir ailede otoriteryen baba kendi inanç sistemini, yaşam tarzını çocuklarına ve eşine dayattığında o ailede isyanlar ve huzursuzluklar başlar. Devlette de yönetenler kendi yaşam tarzlarını ve inanç sistemlerini dayattıklarınada bu durum toplumda özellikle genç kesimleri tetikler.

Ekonomik kaynakları elinde tutan baba, aile içinde kendi otoriterliğini haklı görür ve bir süre sonra kendi sunduğu rahat hayat koşullarına (!) isyan eden çocuklarını veya bazı durumlarda eşlerini anlamak istemezler. Empati yeteneği olmayan bu tür insanlar aile içinde büyük krizlere yol açarlar.

Burnunun ötesini göremeyen devletin görevini sadece bireylerin ekonomik refahını sağlayan bir araç, kendi görevlerini de devlet mekanizması içinde insanları özellikle gençleri kendi değerlerine göre biçimlendirme olarak görenler toplumda sürekli gerilime sebep olurlar.

Bugün Atatürk’e toplumu yukarıdan aşağı Batı standartlarında dizayn etmeye çalıştı diye karşı çıkanlar, kendileri  de toplumu yukarıdan aşağı İslami standartlara göre dizayn etme hakkını kendilerinde görüyorlar.

Devlet yöneticilerinin basını tekel altına almaya ve bireylerin özel yaşam alanlarını kontrol etmeye hiçbir toplumda hakkı yoktur. Bu totalitarizmin bir görüntüsüdür

NOT: Seçim şarkısı aramaya gerek yok. Şu şarkı yeter: “Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur.”



No comments:

Post a Comment