Translate

Thursday, November 21, 2013

Dersane Kapatmak mı Bağcıyı Dövmek mi?



Günlerdir dershane kapatma konusunda hükumetin tavrını ve medyanın tepkilerini izliyorum. Hocam Sayın Atilla Yayla’nın yazısı bu konuda oldukça net. Atilla Yayla, dershanelerin geleceğine devletin değil piyasadaki arz-talep dengesinin karar vermesinin doğru olacağına ve hükumetin dershaneleri kapatarak kayıt dışılığı destekleyeceğine dikkat çekiyor.[1]

Dershaneler sadece Türkiye’ye özgü bir olgu değil. Kızım için daha dün bir dershaneye gittim, seviye tespit sınavı sonucunu görüşmek için. Burada da dershaneler var, fakat daha çok etüt merkezi gibi çalışıyorlar. Bir hoca en az bir en çok üç öğrenci ile çalışıyor. Tıpkı Türkiye’deki gibi burada da dershanelerin kendi ürettikleri testleri ve kitapları var. Kimse burada bunları kapatmaya yeltenmiyor. İşin ilgici bunların öğrenci sayısı da Türkiye’deki gibi çok değil. [2]

Bunun çeşitli sebepleri var. Birincisi liseler arasında sınavla öğrenci alma yarışı yok. Özel liseler kendi sınavlarını kendileri yapıyorlar ve öğrencinin derslerdeki başarısı ve sosyal faaliyetlere katılımı ve bu alanlarda başarısı ön planda. Üniversiteye giriş için öğrencilere geniş seçenekler sunuluyor. Öğrenciler ortaokulda ders çalışma yöntemlerini keşfediyorlar. Lisede kendilerine sunulan seçmeli derslerle hangi alanda başarılı iseler enerjilerini o alanda harcıyorlar. Seçmeli dersler sayesinde dershanelere gitmeye ihtiyaç duymuyorlar.

Üniversiteye gitmek öğrencilerin hayatlarının her çağında mümkün. Aynı zamanda iş başvurularında kimse yaşından dolayı ayrımcılığa uğramıyor.

Şunu da söylemek lazım. Liseyi bitiren herkes Harvard’a veya herhangi başka bir üniversiteye giremiyor. Onlarında geçmeleri gereken sınav var ve derslerdeki başarıları ile diğer alanlardaki faaliyetlerini üniversite başvurusunda göstermek zorundalar.

Dershaneleri kapatarak Başbakan Erdoğan okyanus ötesi”nin iç politikadaki nüfuzunu azaltmaya çalışıyor. Bunda bence kişisel hırsları da etkili. Zira Erdoğan ABD ziyareti sırasında Gülen’i ziyaret edememişti ! Bülent Arınç, Gülen ile görüşmüştü. Ayrıca Erdoğan’ın Türkiye’ye çağrısına Gülen’den olumlu cevap gelmemişti.

Erdoğan, sayısal verilere itimat eden bir politikacı. Anket sonuçlarına göre yüzde 50’lerde oy bekliyor. Bu durumda Hoca Efendi’ye onun cemaatinin desteği olmadan da başarılı olacağını göstermek istiyor.

MHP Gülen’e karşı tavır almış durumda. Cemaat oylarının CHP’ye kayması kısa vadede mümkün görünmüyor. Cemaat hazır, fakat CHP hazır değil.

Bu durumda Erdoğan üzüm yemekten çok bağcıyı dövmeye mi çalışıyor diye düşünmemek elde değil.







[1] http://yenisafak.com.tr/yazarlar/atillayayla/dershanelerin-kapatilmasi-nicin-yanlis/41644
[2] http://www.tutoringcenter.com/

No comments:

Post a Comment