Translate

Sunday, December 14, 2014

CEMAAT-DEVLET BAĞLAMINDA AKP : YENİ ARAYIŞLAR



Anadolu Selçuklularından itibaren cemaat/tarikatların devlet sistem içinde ve dışında etkisi olmuştur.  Gazada bulunan cemaatler devletten beklentiler içine girmişler, sultanın çevresinde yer almışlar; gelecekteki sultanın yakınında bulunmak için daha şehzade dönemlerinde onlara yakınlaşmışlardır. Bir Bektaşi dervişinin  Mevlevilerden yana tavır koyan ve onları destekleyen Sultan Bayezid’e 1492’de suikast düzenlemesi de bu sebeple olmuştur.

Mevleviler her dönemde devlete yakınlığı ile bilinen, her gelen iktidardan faydalanan; entelektüellere hitap eden ve entelektüelleri çevresinde toplayan bir cemaattir. Prof Dr.  Süleyman Ateş, Osmanlı Sufiliğine Bakışlar adlı eserinde tarihi olarak faaliyette bulunan cemaatleri sosyolojik olarak tahlil etmiş ve onları üç ana kategoriye ayırmıştır.  Yüksek zümrenin tarikatı Mevlevilik, askeriyenin Bektaşilik ve alt gelir grubunun veya avamın tarikatı Bayramilik.

2002’de iktidara gelen AKP 2015 seçimlerine doğru ilerlerken kendini elit devşiren bir parti olarak canlı tutmaktadır. Bunda parti örgütlerinin dinamik yapısı, Cumhurbaşkanı ve partinin kurucu/eski genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan birinci derecede rol oynamaktadır. Sürekli değişen bakanlar kurulu, tabana parti içinde dikey hareketliliğin -tabii ki çekirdek kadro ile uyumlu olunan sürece- açık olduğuna dair mesajlar veriyor. Bu durumda partinin insan devşirecek yeni kaynaklara ihtiyacı ortaya çıkıyor.   Bu ihtiyacı  başlangıçta liberal- solcu kesimden ve 2014 yılına kadar Gülen cemaatinden karşılan partinin dinamik kalabilmesinin yolu bu kanalları açık tutmasına bağlı.

Bugün geldiğimiz noktada AKP artık Mevlevi açılımı tartışmaya başlayacak gibi görünüyor . Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım’ın  kaynak devşirilecek yeni alan olarak Mevleviliği işaret ettiği yazısı bu noktada bir başlangıç olarak algılanabilir.  Zaten 2013’ten bu yana cemaatlerin serbest bırakılması, Tekke ve Zaviyeleri kapatan kanunun ilgası AKP’nin gündemini oluşturuyordu.  17 Aralık sonrasında ortaya çıkan ve AKP için belirsizlik yaratan ortamda Mevlevilik belki iktidarın en güveneceği tarikat; Mevleviler de cemaat olabilir.

Demokratik bir ülkede her türlü cemaatlerin varlığı ve sürdürülebilirliği devletin sivil toplum alanına müdahale edememesi olarak algılanır ve cemaatlerin varlığı desteklenir. Fakat cemaatten yalnızca dini cemaatler algılanmaz, her türlü topluluk cemaat tanımı içine (community)  dahil edilir.

AKP’nin 2007’den bu yana Türk sivil toplumu içinde  sadece dini alanı genişletmesi Türk demokrasisinin şu anda sıkıştığı dar alandır. Demokrasinin nimetlerinden faydalanarak kendini konsolide eden AKP’nin Türk milletine borcu kendi yerini yeniden güçlendireceği Mevlevilik ile sağlamlaştırmak ve topluma yukarıdan aşağı nüfuz etmek yerine demokrasinin kurumsallaşmasını devam ettirmesi olmalıdır. Muhalefetin ise cemaatlerin varlığını inkar ederek onlara sırtını dönerek istediği sonuçları alamayacağı ortadadır.

Türkiye’nin seküler demokratik bir ülke olarak yaşamına devam etmesi aksi halde gelinecek noktanın uzun vadede kaos olacağı şimdiden görülüyor. İktidarın kaş yaparken göz çıkarmaması için muhalefetin cemaatlerin oylarını bir bütün olarak kanalize edeceği alanları önceden görüp buna göre tedbir almaları gerekir.

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/ergunyildirim/mevlevi-acilimi-2006559




No comments:

Post a Comment