Translate

Sunday, April 13, 2014

TİK ve MİT



MİT konusunda geldiğimiz nokta Türkiye’nin demokrasi serüveninde son derece dikkate değer bir nokta. İktidar MİT ile düzenlemelere giderken bunu tamamen kötülemek yerine Milli İstihabarat Teşkilatı ile ilgili düzenlemelerin nasıl daha iyi yapılacağı noktasında aktif rol almalıdır.

Amerika’da istihbarat ile ilgilenen iki ayrı kurum var.  Herkesin bildiği üzere bunlardan biri FBI diğeri CIA. FBI yurt içindeki istihbaratı gerçekleştirirken CIA’in asli görevi dış istihbaratı sağlamak. FBI araştırmasını yaparken yerel polisten yardım alır. FBI tutukladıklarını polise teslim eder ve bundan sonra yargı süreci başlar. FBI pek çok vakada yerel polisin isteği üzerine faaliyete başlar. Terörizm, yabancı ülkelerin ülke içindeki casusluk faaliyetleri, siber savaş, yolsuzluk, kaçakçılık gibi bazı konularda FBI doğrudan harekete geçer; aksi halde talebe bağlı olarak hareket eder. Adalet Bakanlığına bağlı olan FBI’in bütçesi meclisten geçirilir ve meclis tarafından işlem ve eylemleri denetlenir. FBI meclise karşı sorumludur. Meclis FBI’ın faaliyetlerinden dolayı FBI direktörünü soruşturabilir; hatta bizzat adalet bakanı hakkında soru önergesi verebilir.

  CIA ise yurt dışı istihbaratını gerçekleştirir. Gerektiğinde  yurt içinden de bilgi toplar, ancak FBI gibi yurt içinde kovuşturma yapmaz. CIA görevlileri topladıkları bilgileri CIA başkanına doğrudan rapor etmek zorundalar ancak uygulamada kurum içinde yer alan bir birim Kongre (meclis) ile bağlantı kurmakla görevlidir, ayrıca başkana da bilgi iletirler.  (2001 yılında Kongre’yi bilgilendirmedikleri için ülkede skandal çıkmış.)

Devlet ile ilgili son derece gizli bilgiler sadece başkan ve meclisteki istihbarat komitesi başkanları ile paylaşılıyor, bunun dışındaki bilgiler Kongre’de (meclis) oluşturulmuş komisyonlar tarafından takip ediliyor. İki meclisli bir sistemleri olduğu için her iki mecliste de istihbarat komiteleri var. Temsilciler meclisindeki istihbarat komitesi milletvekillerinden; senatodaki istihbarat meclisi senatörlerden oluşuyor. İstihbarat komitelerinde biri iktidar ve diğeri muhalafet partisinden  olmak üzere iki başkan görev yapıyor yani komiteler mecliste çoğunluğu olan partinin tahakkümünde değil. Ancak tabii ki iktidar partisinin komitelerde daha çok üyesi bulunuyor. Demokratik temsil esas alınmış durumda. Her konuda olduğu gibi CIA’in faaliyetlerinde meclis, yürütmenin üzerinde denge ve fren mekanizması olarak görev yapıyor.

CIA’e bilgiler 16 farklı organizasyondan geliyor: Bu birimler  Savunma Bakanlığı, Enerji Bakanlıği, Emniyet Teşkilatı, Adalet Bakanlığı, Başbakanlık ve Hazine Bakanlığı  bünyesinde faaliyet gösteriyor.

Gelelim MİT’e.  MİT  yurt içindeki faaliyetleri dolayısıyla  özellikle 1980 sonrasında iyice halkın nefretini kazanmış; halkın gözünde devletin şiddet aygıtı olarak görülmüş ve pek çok insanın devlete olan güvenini zedelemişti. MİT’in bu imajı düzeltmesi ve yeniden yapılanması için bugünkü tartışmalar önemlidir ve gereklidir.  

Benim önerim şimdiye kadar dört parçalı olan ve   Emniyet, Jandarma, Genelkurmay ve MİT eliyle yürütülen istihbaratın iç ve dış istihbarat şeklinde ikiye ayrılması ve faaliyetlerine hukuk kuralları çerçevesinde devam etmesi şeklinde.  Şöyle ki
iç istihbaratın Türkiye İstihbarat Kurumu  (TİK) olarak yapılandırılması ve organizasyonun işbirliği yapacağı kurumların Emniyet ve Jandarma ile sınırlı kalmaması Adalet, Tarım, Gümrük, Ulaştırma, Çalışma bakanlıklarında kurulacak birimlerle bilgilerin değişik merkezlerden sağlıklı ve hızlı akışının sağlanması. Bu yolla tek elde birleşmeyen merkezi gücün birbirini dengeleyeceği kanaatindeyim.

MIT’in ise tamamen dış istihbarata yönelmesi , hükumetler ile işbirliği içinde çalışması ve faaliyetlerinden dolayı  TBMM’ye karşı sorumlu olması gerekir.

Bu yapılanma süreci Türkiye’nin geleceği için çok önemlidir. Bu konuda muhalefet aktif olmalıdır; iktidarın keyfiliğine izin verilmemeli ülkenin nihai çıkarları esas alınmalıdır.


No comments:

Post a Comment