Hayrettin Karaman bugünkü
yazısında (04.9.2014) dindar köşe yazarlarının kullandığı akademik kelimelerden
çok etkilenmiş ve “Kızlarımızı iyi ki okutmuşuz.” diyor. Böylece bazı parlak terimleri
öğrenen bu kızlar Hayrettin Karaman’ın dayatmaya çalıştığı hayat tarzının Batı
standartları ile uyumlu olduğuna toplumu ikna etnede başarılı olacaklar. Böylece
Karaman Hoca ve diğerleri de “Batılı değerleri almadan Batılılaştık,
modernleştik.” diye keyiflenecekler.
Hayrettin Karaman “Kamusal
alan tek tip olamaz, tek tiplik dayatılmaz.” diyen dindar kadın köşe
yazarlarını destekliyor ve kendisi de erkekler plajını çoğulcu kamusal alan
tartışmasının içine çekiyor. Hoca’nın gerekçesi kişilerin din özgürlüğü onların
dinlerine uygun yaşamalarını ve demokratik devletin de bu konuda düzenleme
yapmasını gerektiriyor. Hemen burada şunu belirtmek istiyorum ki demokrasiler
bütün insanların Müslüman olduğu farzı mahali üzerine kurulmuyor. Bu durumda
aynı esnekliğin diğer dinlere veya kendisini din olarak tanımlayan inanç
sistemlerine de verilmesi gerekir.
Hayrettin Hoca karma
plajların günah işlemeye yol açtığını söylüyor. Demokrasilerde insanların günah
işleme özgürlüğü vardır. Hayrettin Hoca
erkek plajlarının açılmasını çıplak vücutlara bakmamak adına gerekli
görüyor. Burada çoğulcu demokrasi
/kamusal alan adına bu tür plajların açılması desteklenebilir ama bunun
insanları devlet eliyle korumak adına yapılıyor olması dehşet verici.
Zira kadınlar plajına
giden lezbiyen veya erkekler plajına giden homoseksülellerin durumu ne olacak?
Bu durumda hoca bu tür plajların açılmasına da zımni olarak destek mi verecek?
Yoksa, homoseksüaliteye İslam’da yer yok diyerek, bu tür insalara da toplumda
yer yok, mu diyecek? Öyle ise bu tür kişilerin tevbe ihtimalini ortadan
kaldırarak kul ile Allah arasına mı girecek?
Çoğulcu liberal
demokrasi tartışmalarında en belirgin özellik azınlıkların haklarının
korunmasıdır. Görülüyor ki Türkiye’de laik kesim çoğunluğu oluşturmuyor aksine
dindar ve muhafazakar olan kesime göre azınlıkta. Bu durumda laik kesimin
istekleri ne olacak? Müslüman olduğu halde dinine göre yaşamayanlar veya bir grubun
İslam’ı yorumlamalarına göre yaşamak istemeyenlerin de devlet
önünde eşit hakları vardır.
Sonuç olarak birkaç
kadınlar veya birkaç erkekler plajı popülist politikalar ve tartışmalar için
ilginç olabilir ve ihtiyaca da cevap verebilir. Ancak toplum, Hayrettin
Hoca’nın da yazısında belirttiği gibi, kaç parça olduğu tartışma konusu bir
elmadır. Bunu parçalayarak çürümemesini
sağlamaya çalışmak yerine bir bütün olarak toplumun (elmanın) sağlığını korumak
daha akıllıcadır. Bunun yolu insanların görüntüdeki cinsiyeterine göre ayrı
yerlere koyulması değil; sözlü veya fiziksel
her türlü tacize karşı sert cezaların konulması ve uygulanmasıdır. Tacizi
uygulayanlar -kadın veya erkek olsun- yasalar
tarafından cezalandırıldığında bireylerin kamusal alandaki güvenlikleri
sağlanmış olur. Böylece dindar veya dindar
olmayan kadınlar dindar erkekler kendilerine bakıp günah işlemesinler diye çifte
sorumluluk taşımaktan kurtulmuş olurlar.
No comments:
Post a Comment