Translate

Sunday, December 29, 2013

Elmanın Ana Vatanı: Almatı

Elmanın ana yurdu Almatı’dayım. El Farabi Üniversitesinde semineler  vermek için iki haftalığına geldim.  El Farabi’yı ikinci ziyaretim. İlki 2011 yılındaydı.

Almatı’nın eski şekli Almaata iki sözden oluşuyor alma ve ata. Alma sözcüğü bizim Türkçede kullandığımız elma kelimesinin eski şekli. İçindeki –l sesinin etkisi ile zamanla a sesi e sesine dönüşmüş. Elma çeşidinin en çok bulunduğu yer Almatı olduğu için elmanın anavatanının burası olduğu savunuluyor.[1]-[2]

         Kazakistan’da çoğunluğu Kazaklar oluşturuyor fakat pek çok etnik grup birlikte yaşıyor. Ruslar, Ukraynalılar; Uygurlar, Özbekler Ahıska Türkleri, Koreliler, Almanlar benim karşılaştığım bazı etnik gruplar.

         Kazaklar yerleşik hayat geçeli 200 yıl civarında bir süre geçmiş, hala konar göçer hayatın etkileri toplumda hissediliyor. Aşiretler arası hiyerarşi toplumda açıkça belli olmayan bir yer edinmiş. En geniş kitleyi Naymanlar oluşturuyor. Bu grup orta sınıf bir göçebe Kazak grubunun adı aynı zamanda.

Ülkenin lideri Nazarbayev, Atatürk’ün Türkiye’de yaptıklarının benzerlerini Kazakistan’da milli kimlik kurmak adına yapıyor. Neler mi beziyor? Köklerini antik kavim Saklarda arıyorlar.  Modern tarihçileri Kazak adının Kaz- sak yani Sak adam olduğunu iddia ediyorlar. Onlar da eski tarihlerden kahramanlar transfer ediyorlar. Örneğin  güney Kazakistan’da buldukları Altın Adam heykeli onlar için adeta milliyetçiliklerinin totemi. Almatı’nın hükumet binalarının da civarında yer aldığı meydanına o heykeli koymuşlar. Akademisyenler ve politikacılar arasında alfabenin Kiril alfabesinden Latin alfabesine değiştirilmesi siyasetin ve akademinin sıcak tartışma konusu.

Rusçayı resmi belgelerde kullanıyorlar Kazakça ise iletişim dili. Kazakça eserler basıyorlar.  Rusça eserleri Kazakça’ya çıkarıyorlar. Şimdiye kadar Rusça okudukları Batı eserlerini Rusçadan Kazakçaya tercüme ediyorlar. Bunlardan biri beni buraya davet eden Prof. Kannibaş Kahsakkızı. En son R. Kipling’in  Ormanın Kitabı’nı Kazakçaya çevirmiş.

Yeni Yıl:

Yeni yıl yaklaşıyor diye Almatı ışıl ışıl.  yeni yıla 4 gün olduğu halde Cuma günü tatil edildi. Bu onlara Ruslardan kalan bir alışkanlıkmış. Noel kutlamıyorlar ama bir hafta boyunca yeni yıl kutluyorlar. Üniversitede her bölüm bir lokantada yeni yıl yemeği veriyor. Aynı iş yerinde çalışanlar birbirlerine hediyeler alıyorlar. Arıca diğer iş yerlerinin ve dost gruplarının da davetleri var. Yeni yıl akşamı için ayrıca planlar yapıyorlar.


Yemekler:

Kazakların sofrası çok zengin değil. En ünlü lokantaları Özbek ve Uygur lokantaları. Tabii ki her yerde dönerci var. Türk yemekleri ve tatlıları ünlü restoranların menülerinde yerini almış. Ayrıca burada Tayland, Japon ve Çin yemeklerinin en otantik ve lezzetlisini yiyebilirsiniz.  Uygur Lahmanı, Özbeklerin şaşlık kebabı ve pilavı en çok yenen yemekler.
Kazaklar bavursak adı verilen kızarmış mayalı hamuru her sofrada bulunduruyorlar ve ılık yiyorlar. Eti ve lor peynirı ile yapılmış samsa bir başka aperatifleri. Yemek öncesinde kazı adı verdikleri bir tür kurutulmuş at eti yiyorlar. Kazı, yağ ve etten oluşuyor. Bizdeki pastırmanın baharatsız şekli diye düşünebilirsiniz. Pilmen adını verdikleri bir çeşit mantıyı yemeğe başlayınca aperatif olarak yiyorlar. Asıl Kazak mantısı iri iri  bir porsiyonda dört veya beş tane bulunuyor. Mantının içindeki harca bal kabağı da ekliyorlar. Ana yemekleri beşparmak adını verdikleri bir tür et yemeği. Yemek, suda haşlanmış hamur parçaları üzerine konulmuş büyük etlerden oluşuyor. At eti veya diğer etlerle tercihe göre servis ediyorlar.

Gerilim:

Benim gözlemlediğim kadarıyla harekete geçen  Kazak milliyetçiliği ile Rus kimliği arasında bir gerilim yaşanıyor. Ülkedeki Ruslar ve Rusça konuşan Kazaklar Ruslarla yakın ilişkilere devam edilmesini, Rusçanın terk edilmemesini istiyorlar. Statülerini korumak isteyen bu grup şu sırlar çokça tartışılan alfabe değişikliğine de karşı. Yetmiş yılı aşkın Rus hegemonyasında ezilen Kazaklar ise artık Rus varlığını tamamen silmek istiyorlar. Ruslar nasıl onların dilleri ve dinleri ile bağlarını kesti ise onlar da aradaki dönemde yaşanan tek taraflı ekilenimden kurtulmak istiyorlar. Kazak siyasetini Nazarbayev’in ölümünden sonra bu iki büyük grup arasındaki çekişme şekillendirecek. Tabii buna harekete geçmeye çalışan Uygur etnik kimliğini eklemek gerekir.
Almatı,  Aralık 2013












No comments:

Post a Comment