Suriye, ABD’ye karşı olan
düşmanlık politikasında 1990 sonrası değişikliğe giderek ABD ile yakınlaşmaya
-hatta sadece ABD ile de denilemez Türkiye ile– başladı. Suriye’nin Birinci Körfez Savaşında ABD ile birlikte Saddam’a
karşı tavır alması, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD gizli servisi ile
İslamcı örgütler konusunda istihbarat
bilgilerini paylaşması bu yakınlaşmanın somut delilleridir. 1998 yılında APO’nun Suriye’den
çıkarılması bu işbirliğinin bir sonucudur.
Bush’un bu işbirliğini asla
itiraf etmeyip Suriye’yi karşı tarafta, “Şer Odakları” arasında, olmakla (İran-
Rusya ile birlikte ) daima suçlayarak
Esad rejimi devirmek için mücadele etmesine rağmen Esad ayakta kalmayı başardı.
ABD dış politikasının Suriye’yi suçladığı bir başka konu ise Hamas ve Hizbullah’a verdiği destek oldu.
Suriye’nin Hamas’a desteği
80’lerde başladı. Yaser Arafat’ın ılımlı siyasetini eleştiren Hafız Esad
yönetiminin aşırı solu desteklemesi
Filistin’de Suriye sempatisini azalttı. Sağın yükselişi ile birlikte Beşar
Esad, Hamas lideri Meşal’in Suriye’de ofis açmasını kabullendi. Ancak Arap Baharı’nın Suriye’ye sıçraması ile birlikte
Meşal, 2001 yılında taşındığı Suriye’den 2012 yılında ayrıldı.
Arap Baharı’nın Suriye’ye
sıçraması da hayli ilginç oldu. Dışardan desteklendiği gün gibi açık olan isyan
Lübnan ve Ürdün sınıra yakın yerleşim yerlerinde başladı. Esad sert tedbirler
aldı ancak gizli olarak Suriye’ye sokulan cep telefonları aracılığı ile hem
Suriye içinde iletişim ağı kuruldu hem de uluslararası kamuoyunun dikkati
Suriye’ye çekildi.
İlişkiler ne zaman bozuldu?
2003 yılında ABD’nin Irak’ı
işgali ilişkileri yine gerdi ve gizli servisler arasındaki işbirliği 2005’te
sona erdi. Aynı yıl Bush Esad’ın gitmesi
gerektiğini dillendirmeye başladı.
2008 yılında ABD
helikopterleri el Kaide militanlarını takip bahanesi ile Sukeriye’de 8
Suriyeli sivili öldürdü.
2008’de ABD başkanı seçilen
Obama, hemen 2009 yılında Esad ile görüşme kanallarını yeniden açtı. 2005’te Hariri
cinayetinden sonra geri çekilen büyükelçi yerine 2010 yılında
yaptırımlar halen devam ettiği halde yeni bir büyükelçisini isyandan iki ay önce Suriye’ye gönderdi.
ABD, Suriye’ye karşı
uluslarası yaptırımlarda aktif rolünü devam ettirdi ve 2011 yılında büyükelçisini geri çekti.
Böylece Suriye konusunda aktif rol almayacağını ortaya koydu. Dış politiasında
Bush’un başlattığı söylem de değişmedi.
Neden ABD taraf almıyor?
Çünkü Esad yönetimi gitiğinde
yeni gelecek gruplar ABD taraftarı olmayacaklar. Irak işgali ile birlikte ABD’ye
karşı büyük bir karşıtlık oluşmuş durumda. Golan tepelerinin Suriye’ye geri
verilmesi konusunda ABD’nin adım atmayacağını biliyorlar. Ayrıca Filistin konusunda İsrail’e verilen
destek için de ABD suçlanıyor. Bu
durumda kendi içindeki muhalefet dahi Esad yönetimini Batı’ya tercih ediyor. Sivilleri öldürüp hesabını vermeyen Batıyı kendi diktatörüne tercih etmiyor.
No comments:
Post a Comment