Dün bir genç arkadaşla başladığımız konuşmamızın devamı için klavye
başındayım. Genç arkadaşım heyecanlı, akıllı ve yaşına göre oldukça olgun.
Ülkesine, işine, ailesine; ırkı, cinsi, dili, dini, rengi ne olursa olsun insanlığa
aşık bir humanist. Size ilginç gelebilir ama MHP’nin böyle bir genç kuşağı var
şimdi. Türkiye’nin bazı yerlerinde Kürt
köylerinde sevgi ile karşılanıyorlar; birlikte Türk bayrağı sallıyorlar. Ülkü, idealleri; insanlık onların meşalesi. MHP’nin nasıl bir
yol izlemesi gerekiyor? Buydu tartışmaya başladığımız konu. Sondan başladık.
Konuşma devam edemedi; buradan yazıyorum.
MHP gücünü devletten
alan bir parti. Devletten dediğim devletin somut varlığından değil; soyut
devlet kavramından. Bunu bir kez daha yargı kararı sonucu gittiği kongre ile
göstermiş oldu. Güçler ayrılığı prensibi ve yargının bağımsızlığı MHP’nin
ontolojik konumunu yeniden siyaset sahnesine soktu. Dün söylediğim çok amiyane
şu tabiri tekrar edeyim. ‘Yargı demokrasinin emniyet sübabıdır.’ Onu zedelediğinizde demokrasiyi zedelersiniz.
Örselenmiş bir demokrasi artık çoktan demokrasi olmaktan çıkmıştır. Bu durumda
MHP için şu anda sorulacak en hayati soru herkesin düşündüğü gibi ‘Partinin
başına kim gelirse seçimi kazanırız’ değil ‘Türkiye’nin geleceği için ve içinde
bulunduğu sıkıntılı durumdan çıkması için hangi ilkelerle hareket etmeliyiz’
olmalı. Bu durumda yargının bağımsızlığını yeniden kurgulayacak; devletin tüm
kurumlarına ben sahip olacağım diyen değil; devlet kurumlarını uyumlu bir şekilde işleteceğim diyen bir liderle
yola devam edilmeli.
Türkiye şu anda iki ayrı
terör kıskacına düşmüş durumda. Bunlardan birincisi ve kronik olanı PKK terörü
ki bunu ancak yukarıda söylediğim anlayış ve davranış bitirir. Bu gün
geldiğimiz noktada PKK toprak egemenliği istiyor. PKK’yı durdurmanın iki yolu yok. Sadece bir yolu var. O da
PKK’nin kendisini yeniden ürettiği zemini yok etmek. Bu zemin Kandil değil;
insanların kalpleri. Şunu unutmamak gerekir PKK Türkiye’den umduğunu bulamazsa
her terör örgütünün yaptığı gibi kendisine yeni bir hedef bulup oraya
yönelecek. Bu durumda PKK konusunun çözümü ne İran ile -ki İran kendi içindeki
Kürtlerin harekete geçmemesi için PKK-Türkiye uzlaşmazlığının uzamasından
faydalanıyor-ne ABD ile– ki ABD için kimin yönettiği değil kendi şirketlerinin
ne kadar kar ettiği önemlidir- ne de Rusya ile- ki PKK’nın varlığı Rusya için her
zaman Türkiye’ye aba altından gösterilecek sopadır- veya başka bir ülke ile
mümkündür . Size sizin içinden yetişmiş birisi olarak şunu söyleyeceğim: PKK
konusunda kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Haziran seçimlerinde HDP’yi
tanımıyorum diyen Devlet Bahçeli Türkiye’de daha da otoriterleşen bir zeminin
hazırlanmasına katkı vermiş oldu. MHP’nin
yeni lideri; seçilmiş olanların kimliği ne
olursa olsun, Türkiye sınırları
içindeki herkesin birinci olarak hayatta kalması (yaşaması; şehit olarak dahi ölmemesi) ve ikinci
olarak da refah içinde olması için birlikte siyaset üretebilecek anlayış ile yoluna devam
etmeli.
Türkiye için şu anda en büyük problem IŞİD terörü yani Türkiye’nin her yerinde her an patlayan
bombalar. Bu
konuda Türkiye’nin yeniden sınır güvenliğine geri dönmesi gerekiyor. İstihbarat
örgütlerinin koordineli çalışması; İslamcılığın akademik alanda yeniden
tanımlanması, bir takım dini kanaat önderleri ile işbirliği kurulması ve bu
konuda devlet ile aralarında güven
duygusunun tesis edilmesi başlangıç için atılması gereken adımlar olabilir.
Ayrıca Türkiye’de halen yaşayan ve gayri resmi rakamlara göre 4 milyon
civarındaki Suriyeli halkın entegrasyonu
için sivil halktan destek alınması yolunda adımlar atacak kapsayıcı, kucaklayıcı bir lider ile yola devam edilmesi gerekiyor.
Türkiye’de 19. yüzyıldan
beri Batı aydınlanması ile ilişkili olan bir bir kitle var. Bu kitle tek tip
değil. Bazıları Batılıların hayat tarzına; bazıları onların düşünüş şekillerine
hayran. Zamanı geri döndürmek; bu
insanları Batı’dan ayırmak; bu zihniyeti (Olumsuz anlamda kullanılan bir söz
olarak kullanmıyorum. Düşünce tarzı anlamında yazıyorum.) yok etmek imkansız. O
halde Batı’nın değerlerini de içinde sentez eden ateistinden sofu dindarına; hayat tarzını kendisi belirlemiş her
erişkine kapısı açık bir yeni liderle yola devam edilmeli.
Okuyan, okutan;
sorgulayan, samimi; ufku açık genç kuşak : Yolunuz açık olsun.
No comments:
Post a Comment