Tabii ki bunda eski Baas rejimin etkisi büyük. Ancak dünya
ve Ortadoğu daki dengeler değişiyor. Kafkaslardaki petrol artık Akdeniz’e
iniyor. Boru hatları eski limanların yükünü hafifletiyor ve aynı zamanda gücü coğrafik olarak da dağıtıyor.
Rusya Suriye limanlarını dağıtım amaçlı kullanıyor. Buradaki
ticari payından vazgeçmek istemiyor. Ayrıca, Doğu Akdeniz’de yeni çıkarılacak
petrol ve gazdan Rusya’da pay almak istiyor, zaten dışlandığı Ortadoğu’dan
sonra bir de Akdeniz’de kaybetmek istemiyor.
Türkiye güçler dengesini gözetmek zorunda. Bu konuda şimdiye
kadar Erdoğan hükumetinin izlediği politika dünya güçlerini Türkiye üzerinde dengeleme
yoluna gitti. Akkuyu nükleer santralini Rusya ile yaptı. Sinop’takine
Uzakdoğu’dan bir ortak bulurken Fransa’yı ihmal etmedi. Kuzey Irak
petrollerinde ABD’li firmalar ile anlaşıldı. Şu durumda Türkiye sadece İtalya’yı
enerji pazarında dışlamış gibi görünüyor. Ancak Azerbaycan ile enerji konusunda
yakınlaşan Türkiye, Rusya’yı daha da rahatsız ediyor. Bu durumda Rusya’yı
rahatlatacak bir çözüme ulaşmadan Suriye’de kan durmaz.
Suriye’de ya Rusya ile mutabakata varılacak isimlerle devam
edilecek ya da Türkiye, Esad’ın
gitmeyeceği gerçeğini kabullenecek.
No comments:
Post a Comment