Başbakan’ın
danışmanları ne yaparlar? Ne yerler, ne içerler?
Başbakan dünkü grup
toplantısında “İçeceksen alkollü
içeceğini al evinde iç.” dedi. Halk arasında benim
sıkça duyduğum bu ifade birden siyasi diskura giriverdi. Başbakan bu konuda yani
halkın dili ile halka hitap etme konusunda oldukça başarılı. Halk arasında ve
kendi yetişmesinde etkili olan hiç bir şeyi sorgulamıyor. Bu anlamda tam bir
siyasetçi. Ancak aynı zamanda başbakanın bir de misyonu var, başbakan ayrımcı
bir dil kullanmamalıdır. Kendisinin isteği
gibi yaşamayanların yaşam tarzlarına saygı duymalıdır. Unutmamalıdır, bu ülkede solcu kızlar başörtülü
arkadaşları eziliyor diye başörtüsü taktılar, onlarla yaşam tarzlarını
değiştirdiler. Çoğunluk AKP’ye baskıdan
kurtulmak için oy verdi, bu anlamda aydınlar da AKP’yi bir alternatif olarak
gördüler.
Başbakan’ın bu sözü iki bakımdan analize değer. Aynı konuşmada başbakan kendilerinin “muhafazakar
demokrat” bir parti olduğunu vurguluyor. Muhafazakarlığın temel ilkelerinden
biri aile mefhumudur ki biz bunun karşılığını Türk muhafazakar söyleminde ev
olarak buluruz. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Sibel Eraslan, Cihan Aktaş gibi
dindar kadın yazarlar ev kavramını özellikle ele alırlar. Başbakan “Evinde iç
alkolünü!” derken partisi için kutsal olan bir mekanı nasıl bu kadar kolay
gözden çıkarıyor. Ben pek çok mütedeyyin
kadın biliyorum Anadolu’da. Kocaları haftada birkaç kere dışarıda içer ve evine
gider, uyur. Kadın çocukları ile
ilgilenir, komşu kadınları ağırlar, akrabalarını kabul eder bu saatlerde.
Herhalde başbakanın maksadı bu adamları artık eve içmeye zorlamak değildi.
Dışarı gidip amiyane tabirle demlenen bu Anadolu
adamları - ifadeyi sadece Anadolu’da yaşayanlar için kullanmıyorum, bu kültürü
taşıyanlar için kullanıyorum- başbakanın deyişi ile alkol alıp evinde içecek.
Artanı dolaba koyacak. Evdeki çocuk ve gençler bir gün merak edip dolaptan alıp
deneyecekler. Hatta arkadaşlarına denetecekler. Bir süre sonra babalarının
alkolünü babaları ile paylaşıyor olacaklar, çünkü zaten ayağına kadar gelmiş
olacak. Herhalde başbakanın maksadı bu
da değildi.
Bundan sonra da devlet
bize liste mi verecek. Evde yapılacaklar listesi ve sokakta yapılacaklar
listesi. Bir iktidar da çıkıp “İbadetini evde yap ibadethanelere gerek yok”
dese ve bunun pek çok rasyonel sebebini ortaya koysa ne olacak? Olmaz mı, olabilir ….
Alkol alanların evinde
çocuklar yok mu onlar gelecek nesil değil mi? Belki insanlar çocuklarının veya
büyüklerinin olduğu ortamda içmek istemiyor, belki adamın karısı evde içmesine
izin vermiyor…Başbakan’ı maksadı aşan ifadelerden yakın çevresi ve
danışmanları alıkoyar. Umarım kendileri
bu sözlerin maksadı aştığının farkındadırlar.
İktidar alkol konusunda düzenleme yapabilir, o kadar; evleri, insanların
özgürlük alanıdır. Siyasetçi orada neler yapılacağını tanımlayamaz!
http://host.madison.com/ct/news/local/city-life/quick-question-should-the-state-lower-the-threshold-for-drunken/article_40affa81-44a0-56e9-bce3-43e7ab78c2b6.html
http://host.madison.com/ct/news/local/city-life/quick-question-should-the-state-lower-the-threshold-for-drunken/article_40affa81-44a0-56e9-bce3-43e7ab78c2b6.html
No comments:
Post a Comment