Aslında Esad’ın gitmesi Rusya
ve İran’ın gücünü dengelemek için gerekiyor. Saddam’ın İran’a saldırmasından bu yana İran
ile Suriye 33 yıldır siyasi ekonomik askeri işbirliği içindeler. Irak’a karşı
karşılıklı işbirliğini Hizbullah’a birlikte verdikleri destekle perçinlediler. İran
petrolde dışa bağımlı Suriye’yi hem petrol hem de diğer mallar ile yıllardır
destekliyor.
İran’ın dünya
ekonomisinde bağımsız bir aktör olması
hele de lider olması Batılı pek çok
büyük şirketin ve tabii ki kendisini özelleştirmelerle bu şirketlere
bağlayan devletlerin (İngiltere)veya zaten özel olan şirketlerin (ABD) çökmesi anlamına geliyor.
2004 yılında iki ülke
karşılıklı savunma anlaşması imzaladılar. Tabii ki ABD bu işbirliğinden hiç hoşnut
değil ve çözümü iki ülke yönetimin değişmesinde görüyor.
Öte yanda Esad, koyu bir Arap
milliyetçisi ve emperyalizme karşı tüm Arapların birleşmesi gerektiğine
inanıyor. Taliban ve El Kaide gibi örgütlere karşın seküler bir duruşu var.
Esad’ın Suriye’de hiç istemediği durum ise ayrımcı bir iç savaş, zira Suriye
parçalanmaya başladığında azınlıkta olan Alevi grubun kaybedeceğinin farkında.
Suriye’de rejim aleyhtarlığı
yeni değil. Hafız Esad zamanında 1979 ve 1982 yıllarında Müslüman Kardeşlerin
isyanları kanlı katliamlarla bastırıldı. Ancak Müslüman radikal gruplar 2000’li
yıllarda da varlığını ve bombalı eylemlerle sürdürdü.
No comments:
Post a Comment