Gezi parkı protestoları, şimdiye kadar laiklik üzerinden
siyaset üreten muhalefetin siyasi yönünü
değiştirmeyi; iktidara karşı refleks gösteren dindar kesimi de aralarına alarak
AKP seçmeni arasında bir kırılmayı hedefliyor. Başbakan durumu iyi anlıyor ve
sertleştikçe sertleşiyor.
Sosyal ortamda paylaşılan kandil mesajları, gösterilerde
sahip çıkılan Antikapitalist Müslümanlar
grubu –bu grup AKP’ye oy veren dindar kesimi temsil etmiyor ancak iktidarı
destekleyenlere göstericilerin dine karşı olmadığı mesajını iletiyor- ve
başörtülüler üzerine paylaşılan videolar çevreci hassasiyetle başlayan gösterilerin
iktidarın nüfuz ettiği alanı kırmaya
yönelik güç mücadelesine dönüştüğünü gösteriyor.
İktidar baskı güçleri (polis ve asker) kullanarak
göstericileri dağıtmaya çalışırken onları daha da öfkelendiriyor. Türkiye’nin
öfkeli bir gençliğe mi ihtiyacı var? Devlet eliyle zarar gören bu gençlerin
öfkeli ailelerine mi ihtiyacı var?
Siyasilere karşı oluşan güvensizlik ortamından bir an
önce uzaklaşmak gerekiyor. Yeniden güven tesis etmek tüm siyasilerin topluma
karşı görevidir.
Bir toplumda din ve felsefe ekseninde gelişmeyen her
türlü uzlaşmazlığın çözümü geliştirilebilir. Türkiye’de de durum çözümsüz
değil.
İktidara düşen görev: Katılımcı demokrasiyi yerel yönetimlerden
ülke geneline kadar aktif hale getirilerek gruplar arasında uzlaşma yaratması
gerekir.
İktidar ve muhalefetteki tüm siyasilere düşen görev: Gençleri sakinleştirmek için Siyasi Etik
Kanunu işlevsel olarak ve kamuoyu ile tartışılarak yeniden meclise getirmeleri
gerekir.
Muhalefete düşen görev: Ortak bir yasal düzenleme girişimi ile parti
ayrımı yapılmaksızın tüm siyasi parti teşkilatlarının veya belediyelerin
vatandaşlara ayni ve nakdi yardım yapmasının önünün kapatılması veya bu
yardımların kaynaklarının o bölgede yaşayan insanlara açıklanmasının istenmesi;
ihtiyacı olanlara yardımların ise sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilmesinin
sağlanması gerekir.
Böylece toplumun bir kesiminde siyasetçilere karşı yok
olan güvenin yeniden tesisi için bir başlangıç yapılmış olur.
Toplumun bütün olarak düşünülmesi gerekir. Herkesin
iyiliği için farklılıklar iyi tespit edilip örtüşen alanlarda uzlaşma
bulunmalı.
No comments:
Post a Comment