AKP, Türkiye’ye çok büyük hizmetler yaptı. Borsa 2009
yılından bu yana % 300’ü gösterdi.
Turist yelpazesi genişledi ve hem iç hem dış turizm sektörü oldukça
büyüdü; yıllık turizm gelirleri 29 milyar dolara vardı. Tatil nedir bilmeyen orta gelirli Türk insanları beş yıldızlı otellerde tatil yapar oldu, yurt dışı seyahat edenler arttı. Yabancı yatırımlar
ülkeye gelmeye başladı ve Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi halini aldı.
Yukarıdaki rakamlara bakarak Türkiye’nin çeşitli
yerlerinde gösteri yapanları vatan haini ilan etmek, durumu yanlış okumak
demektir. Öncelikle içine gruplar karışmış olsa da, CHP bu insanları kendi
seçmeni olarak görse de hareket tamamen bağımsız ortaya çıktı.
Günümüzde sosyal medya, haberlerin çok çabuk yayılmasını
ve etkileşimin çok çabuk olmasını sağlıyor.
Meydandaki gençler bizler gibi siyah-beyaz filmleri devlet
televizyonundan izleyerek büyümediler. Onlar üç boyutlu filmler izliyorlar, bilgisayarda
aynı anda beş altı pencere açarak onları takip ediyorlar; aynı anda onlarca
kişi ile sohbet edebiliyorlar.
Bu işin arkasında ABD vardır diyerek komplo teorileri
üzerinden gitmek de bir başka yanlış bir okuma olur. Zira ABD’de şirketler
Türkiye’ye yatırıma başladıkları bir sırada böyle bir yola gitmezler.
Kapitalizm paranın güvenli dolaşımını ister ki AKP’nin özelleştirmeci ve
yabancı sermaye akışını sağlayan ekonomi politikaları ABD ile uyumluydu. ABD’de, bir takım eski politikacılar 1
Mart Tezkeresi’nin meclisten geçmemesinden sonra Türkiye’yi güvenilmez bir
müttefik olarak görmeye başlamıştı, zira Türkiye’ye ve Kuzey Kıbrıs’a limanları
kullanmak için çok para ödediklerini düşünüyorlardı. Ancak, Başbakan Erdoğan, Gülen cemaati ve elçiliklerin
yöneticileri bu imajı düzeltmek için ABD’de yoğun çaba gösterdi.
Uzun süredir meydanlara inmekten bahseden Facebook
gönderileri için uygun zemini maalesef iktidar kendisi hazırladı. Bu yüzden ne
harekete eklemlenen iç güçleri ne de fırsattan istifade etmeye çalışacak olan
dış güçleri suçlamasınlar.
Daha önce başka bir yazımda belirttiğim AKP’yi destekleyenlerin
ülkede çoğunlukta olduğunu gören gençler,
(AKP’nin açıkladığı anket sonuçları onların umutlarını kırdı. Basının da
tamamen yandaş tavır takınması veya el değiştirmesi artık seslerini
duyuramayacakları ve daha da boğulacakları hissi uyandırdı.) bu yolla seslerini duyurmak istediklerini
söylüyorlar. İktidar tarafından dışlanmak istemiyorlar. Çoğulcu bir demokratik
ortam istiyorlar. Devlet şiddeti istemiyorlar, korku toplumunda yaşamak
istemiyorlar. Farklı yaşam biçimlerine saygı duyulmasını istiyorlar. Kesinlikle
bağımsız medya istiyorlar.
Bu gençlerin meydanları boşaltması için hükumetin onların
isteklerine cevap vermesi ve ardından da siyasiler için dahi sözlü ve fiili ayrımcılığı suç sayan
bir kanuni düzenleme ile toplumsal barışı temelinden tesis etmesi gerekir.
"Not: Bu post yayımlandıktan sonra Taksim Platformunun istekleri ilan edildi, bu Platform yukarıda söylediklerimle aynı yönde isteklerde bulundu."
No comments:
Post a Comment