Yerel yönetimlerin kendi içinde çözmesi gereken bir konu
maalesef hem milli hem uluslararası bir mesele haline geldi. Sunulan çözümler ise
çözümsüzlüğe doğru götürüyor.
Park ve sokaklardaki insanlar, AKP’nin çoğunluğun
desteğini aldığını biliyorlar; bunun için, yapılacak halk oylaması onları
rahatlatmayacak. Bu insanlar, rakamlar
üzerinden üretilecek çözümlere katılmayacaklardır.
Çözümü yargı kararına yani biraz zamana ve soğumaya; yargı kararı ne olursa
olsun Taksim meydanı ile ilgili projeyi olduğu yerde bırakmak ve ülkenin diğer
meselelerine yönelmek en doğrusu olacak.
Ortadoğu’nun bir mezhep çatışmasına doğru kaydığı bu
ortamda hem yurt içinde hem yurt dışındaki Türkleri ısrarla kutuplaşmaya itmenin manası yok.
Mimari, iktidarların izini tarihe geçirmek için en iyi
araçtır. İktidarlar için binalar, sadece işlevleri için değil; sembolik değerleri
için de önemlidir. İktidar kendilerini mimari ile hem günlük hayatta hem tarihin
uzun sayfalarında görünür kılar. Gezi parkı direnişi, sadece A ağacının alınıp
yerine B ağacının getirilmesi meselesi değil, iktidarın uzun süreli varlığını
bu meydanda görünür kılmasının engellenmek istenmesi. Bu yüzden çevre meselesi
üzerinde çözüm aramak zaman kaybetmekten başka bir şey değil.
Büyüklük her iki tarafta da kalsın, ama devlet ve onu idare eden mekanizma Taksim’de görünür
olmadan da büyük olunabileceğini fark etsin.
No comments:
Post a Comment