CHP 1980
askeri darbesi ile uğradığı örselenme sonucu siyasette sinik, teslimiyetçi ve
statükocu bir rol oynamaya başladı. CHP’nin statükoya veda etmesi kolay olmadı;
arka arkaya gelen seçim hezimetleri özellikle İslamcılar karşısında sürekli
verilen kayıplar CHP’yi arayışa zorladı. Bunda AKP’nin Türk
siyaseti üzerindeki askeri vesayeti bitirme hamlesi de oldukça etkili oldu.
Nasıl ki asker ve yargı Erdoğan’ın üzerinden ‘Milli Görüş’ gömleğini
çıkarttırdıysa; AKP ve AKP’yi destekleyen seçmenler ile CHP seçmeninin umutları
-açıkça dillendirilmese de- CHP’nin ‘Kemalist’ gömleği çıkarmasına sebep oldu.
CHP, Kemalist ideolojinin tuzağından kendisini arındırarak halka ekonomik
vaatleri olan pragmatist bir parti haline geldi. Önümüzdeki 7 Haziran seçimleri
önce CHP seçmeninin bu değişimi ne kadar desteklediği, sonra da halen kararsız
görünen merkezdeki %15’lik bir seçmen kitlesinin CHP’yi ne kadar samimi
bulduğuna bir cevap olacak.
CHP’deki
merkeze gelişi ve CHP içindeki genç dinamik kitlenin Türkiye’nin merkez ülke
olması yolundaki arayışları; Türkiye’de demokrasinin işlediğini gösteren
tarihsel bir dönüm noktası olacak mı? Bir hafta sonra Türk seçmeni bunun
cevabını verecek. Hayırlı seçimler..
NOT: TBMM'den karar çıkartarak 'megakent' inşa etme teşebbüsü yürütmenin gücünü yasamayla paylaşması için atılacak bir adım olarak kendisini gösteriyor, bu anlamda yürütmenin aktif rol oynayarak güçler ayrılığının pekiştirileceği ile ilgili bir izlenim uyandırıyor.
No comments:
Post a Comment