ABD’de yargı sistemi
yürütmeden bağımsız. Yani seçilmişler mahkemelere nüfuz edemiyorlar. ABD’nin
kurucularından Hamilton yargının bağımsız olmasını iki sebeple istiyor: İngiliz
mahkemelerinde kral ile hakimler arasında gerilim çıktığı ve sömürge döneminde ahbap çavuş ilişkisi ile
liyakatsiz hakimler atandığı için.
Sistem nasıl işliyor?
Her eyaletin ilk derece
mahkemeleri (belediye ve bölge mahkemeleri), temyiz mahkemeleri ve yüksek mahkemesi
ile eyalet mahkemeleri ve federal üst mahkeme yargı sistemini oluşturuyor.
Eyalet Yüksek Mahkeme Hakimleri:
Pek çok eyalette halk, hakimleri seçimle iş
başına getirir. Adaylar, eyaletten eyalete farklılık gösteren bir yolla, belirli süreler için seçilirler. Bazı
eyaletler, hakim adaylarının aynı zamanda bir siyasi parti adayı olarak
oylanmasını kabul ederken, bazıları hakimlerin siyasi partilerden bağımsız
adaylar olarak seçimlere girmelerini kabul eder.
Siyasi Partiler ile Bağlantılı Olan Hakimlerin Seçimle
Göreve Gelmeleri ve Devam etmeleri:
Bu durumda hakim adayı,
aynı zamanda, Demokrat veya Cumhuriyetçi veya diğer partilerden birinin adayıdır ve
partiler kendi adaylarının seçim kampanyasında harcayacağı parayı finanse eder.
Seçimde halk her adayın bağlı olduğu partiyi gösteren bir oy pusulasını oylar.
Bu yöntem 7 eyalette kulanılıyor (Alabama, İllinois, Louisiana, New Mexico,
Pennsylvania, Teksas, Batı Virginia). Bazı eyaletlerde (Teksas ve Alabama) eyalet yüksek mahkemesi hakimini
belirlemek için ön seçim yapılır. Ön seçimde daha önce belirlenmiş kurallar
çerçevesinde tüm seçmenler veya sadece parti üyeleri oy kullanabilir. Bunların
dışındaki üç eyalet Michigan, Kuzey Carolina, ve Ohio. Bu üç eyalette hakimlerin
göreve getirilmesi veya görevlerinin devamının sağlanması için karma bir yöntem
kullanılıyor.
ABD’nin 20 eyaletinde ilk
derece hakimleri göreve parti seçimleri ile geliyorlar ve süreleri dolduğunda
görevlerine seçimlerden galip çıkarak devam ediyorlar. 9 eyalette temyiz
mahkemelerinde görevli hakimler yine bir parti kanalıyla seçiliyor. Buna karşılık Arizona eyaletinde tüm hakimler
atama ile göreve geliyorlar; Indiana eyaletinde ise vergi mahkemesi gibi bazı mahkemelerin
hakimleri atanıyor; diğerleri seçimle iş başına geliyor.
Bu yöntemin zayıf
noktası, seçimler sırasında partili iş adamlarından alınan büyük miktardaki
paralar ve hakimlerin tarafsızlığı konusunda duyulan şüpheler. (Hakimlerin
seçim kampanyalarında milyonlarca dolar harcanıyor.[1])
Siyasi Partiler ile Bağlantılı Olmayan Hakimlerin Seçimle
Göreve Gelmeleri ve Devam etmeleri:
13 eyalette hakimler
bağımsız adaylar olarak seçimlere giriyorlar. Yani oy pusulasında herhangi bir
parti amblemi yer almıyor; sadece hakimlerin fotoğrafları ve isimleri yer
alıyor.
Bu yöntem 1832’de ilk
kez Mississipi eyaletinde kullanılmaya başlıyor ardından aralıklı olarak
eyaletler bu sisteme geçiyor. 1927’de 12 eyalet bağımsız hakim seçimlerine karar veriyor. 1940’lı
yıllarda diğer bazı eyaletler bunu izliyor. Bugün 18 eyalette bu yöntem
uygulanıyor.
Bu sistemin güçlü
tarafı; hakimlerin siyasi partilerden bağımsız aynı zamanda verdikleri karardan
sorumlu olmasını gerektirmesi. Bu yöntemin zayıflığı ise şeffaflıktan uzak olması. Siyasi
partiler, adayları üstü kapalı bir
şekilde destekliyor. 2010 yılında Ohio hakim seçimlerinde hakimlerin hangi
partiye bağlı olduklarını belirtmeleri yasağı kaldırıldı. Böylece hakim
adayları, yasaya göre bağımsız olarak seçimlere girmek zorunda olsa bile bir
partinin seçmenlerini etkileyebilme gücü elde ettiler. Diğer bir zayıf yön de
hakimin siyasi düşüncesine göre hangi kararı vereceğinin önceden
kestirilebilmesi.
Hakimlerin Görevden Uzaklaştırılması:
Yukarıdan anlaşılacağı
gibi çoğu eyalette hakimlik klasik anlamda bir devlet memurluğu değil. Yani meslekte yükselmek için halktan destek almaları gerekiyor. Yerel halkın ihtiyaçlarına seslendikleri
sürece görevlerine seçimler kanalı ile devam edebiliyorlar.
Bunun dışında hakimler
mahkeme kararı ile görevden uzaklaştırılabilir; eyalet meclisleri ve senatolar nitelikli oy çokluğuyla
hakimlerin görevlerini sonlandırabilir. Meclis kararı ile hakim seçimlerinin
yeniden yapılması istenebilir. Hakimler görevi kötüye kullanma suçundan yüksek
mahkeme tarafından yargılanabilir. Hakimler kurulları tarafından disiplin
cezasına çarptırılabilirler, emekliye sevk edilebilirler veya görevden
ayrılabilirler.
Anlaşılacağı üzere;
sistemin niceliksel olarak demokratikliği sağlanmış durumda. Yürütme, yasama ve
yargı arasındaki ayrım çok net. Fakat sistem siyasetten ve sermayenin
kontrolünden kendini tamamen sıyıramıyor. Kampanyalara, hakim adaylarına,
siyasetçi ve iş adamlarından yüzlerce veya milyonlarca dolar destek geliyor. Bu durumun önüne
geçmek için eyaletler bütçelerinden adaylar için yüzbinlerce dolarlık fon
uygulaması başlatıyorlar. Dar anlamda özel sektör ve devlet gerilimi ile
Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki mücadele yargı alanının arka planında
kendini gösteriyor.
No comments:
Post a Comment