Siyaset siyasi
ortaklarla yürütülür. İletişim ağların ile bu kadar birbirine geçen bir dünyada
dış siyaseti tek başına götürmek imkansız.
Darbelerin nelere
mal olduğunu Türk siyasetinde yakından biliyoruz. Çoğumuzun en yakınları
darbelerin kurbanları oldu. Tam anlamı ile demokrasiye geçmek yıllarımızı alıyor.
Mısır’da devlet eliyle öldürülen masum insanları görerek darbeleri
alkışlayabilmek akıl harcı olamaz.
2011’de başlayan Arap
Baharı ile Mısır halkı verilen demokrasiyi değil hak ettiklerine inandıkları
demokrasiyi tecrübe etmeye çalıştı. Bu, Mısır halkının özgürleşme adımlarından
biriydi fakat 30 Haziran’da Mısır’da yeni dönem başladı.
Mısır’daki
darbenin arkasında İsrail’i yüksek sesle suçlamak yaklaşan seçimlerde AKP’ye puan kazandırabilir fakat bu arada Türk
dış politikasının özellikle Ortadoğu’ya yönelik politikanın yeniden gözden
geçirilmesi gerekir.
Başbakan, Mavi
Marmara çıkışından ve “One minute!” sözünden sonra Arap dünyasında
kahraman olmuştu. Eminim ki halk gözündeki itibar ve yerini yitirmedi. Ancak
devletlerarası politika malesef sıradan halk ile yürütülmüyor. Artık popüler
söylemlerden uzaklaşıp Türkiye’nin çıkarlarını uzun vadede koruyan yeni
politikalar üretmenin zamanı.
Görüntü o ki
Mursi artık Mısır tarihinin bir elemanı. Bu durumda rasyonel politika Mursi
üzerinde ısrar etmek yerine ilişkilerin
bundan böyle nasıl yürüyeceğinin hesabını yapmak olmalı.
No comments:
Post a Comment