Irak’ta IŞİD’in aktifleşmesi ve
Musul’u alması Suriye’deki iç savaştan ayrı düşünülemez. Suriye’deki Nusra’dan ayrılan El Kaide bağlantılı radikallerin örgütü olan
IŞİD tehlikesi 2013’ten bu yana geliyorum diyordu.
Bugün yaşadıklarımız 1912’de Osmanlı İmparatorluğunun bölgede
yaşadıklarından çok farklı değil. Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya
Savaşına sokulmasının ardında Irak’taki petrol bölgesinin ele geçirilmek
istenmesidir.
Ortadoğu’da halihazırda gelişen daha doğrusu sonuca giden durum Birinci
Dünya savaşı sonrası kurulan Ortadoğu dengelerinin yeniden oluşturulması.
Burada en büyük etken Ortadoğu petrollerinin dünya pazarlarına taşıma
yönteminin değişmiş olması. Boru hatları ile daha ucuz bir şekilde taşınan
petrol üzerinde her grup payını almak istiyor. Bugünkü IŞİD hareketi
ideolojik-romantik bir hareket olmanın yanı sıra son derece pragmatik bir
hareket.
Irak’ta Esed’e karşı Nusra’yı destekleyen AKP hükumeti Sünni Tarık El
Haşimi’yi Şii Irak yönetimine iade etmeyerek zımni olarak Ortadoğu’nun Arap
baharından sonra açık bir şekilde yönelmiş olduğu Sünni- Şii ayrılığında
Sünnilerden yana taraf aldığı belirginleştirdi.
Güney sınırlarında Sünni oluşumları destekleyen Türk hükumeti aynı zamanda
İran petrollerinin dünya pazarlarına satılması için de ana rolü üstlenmeye
hazır. Bu anlamda İran ve Hazar petrollerinin
taşınmasında Türkiye’nin konumu en pratik yol. Musul’daki Türk diplomatlarının
ve ailelerinin IŞİD tarafından alınmasını da İran cumhurbaşkanın Türkiye
ziyareti ile alakalandırabiliriz. Türkiye-İran işbirliği ideolojik eksenli IŞİD’i
rahatsız etmiş olmalı.
Türkiye’nin Güneydoğusunda demografi hızla değişiyor. Irak’tan ve
Suriye’den gelen göçmenler (Birleşmiş Milletler raporuna göre sadece geçtiğimiz
hafta Irak’ta 300 000 kişi göçmen haline geldi. ) artan bir şekilde Türkiye’de güvenli
bir hayat arıyorlar.
Irak’taki ve Suriye’deki
ateşin Türkiye’ye sıçramaması için
Suriye sınırlarının kapatılmasının,
göçmen girişlerinin kontrollü yapılmasının ve Suriye ile Irak sınırlarına asker
yığılmasının zamanı geldi.
No comments:
Post a Comment