Dün, yani 4 Kasım Salı günü, ABD genelinde
senatonun 1/3 üyelerini yenilemek için (her iki yılda bir senato üyelerinin
1/3’ü yenileniyor) ara seçimler yapıldı.
Seçim sonuçlarına göre ABD senatosunda çoğunluğu Cumhuriyetçiler
kazandı. Muhafazakarlar oyların %52’sini
alırken Demokratlar %43’te kaldı. ABD genelinde coğrafi alana yayılma
noktasında da muhafazakarlar güçlerini göstermiş oldu. Dünkü seçimlerde demokrat
senatörlerin yerine muhafazakar senator çıkaran eyaletler şunlar: Arkansas,
Güney Dakota, Montana, Batı Virginia, Kuzey Carolina.
Amerikan meclisi (Kongre) geçtiğimiz yıl
tıkanmıştı. Her ne kadar bu tıkanmaya Cumhuriyetçiler sebep oldularsa da bunu
atlatmayı başardılar ve sandalye çoğunluğunu ele geçirdiler. Bunda çeşitli sebepler
etken oldu. Birincisi ve en önemli etken Demokratların iki dönemdir iktidarda
olması. ABD geleneğine göre iktidar
partisi genel eğilim olarak ikinci döneminde genellikle birkaç puanlık düşüş kaydediyor.
İkinci sebebin Obama’nın
kampanyalara enerji getirememesi olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok yerde
Demokratlar, kendileri, Obama’nın kampanyalara aktif olarak katılmasını ve
aralarında yer almasını istemediler. Gerçi Wisonsin seçimlerinden önce Obama’nın
Milwaukee’yi ziyaret edip orada halka hitap etmesine rağmen sonuçlara
Demokratlar lehine bir katkısı olmadı.
Üçüncü sebep ABD’de özellikle güney eyaletlerde azalmayan hatta kamusal
alanda kendini sıkça gösteren ırkçılık.
Bunda da zenci başkan Obama’ya duyulan öfkenin etken olduğunu söylemek mümkün.
Dördüncü sebep Obama’nın desteklediği göçmenlik
yasasının değiştirilmesi ve yasa dışı olarak ülkede kalanlara yasal statü
verilmesi konusunda muhafazakar kesimin yürüttüğü karşı siyaset. Ülkelerinde
daha fazla Latin kökenli veya Müslüman göçmen görmek istemeyen Amerikalılar
Demokratları bu konuda yalnız bıraktılar. Beşinci etken Obamacare adını
verdikleri Obama’nın yeni sağlık planının
getirdiği huzursuzluk oldu. Altıncı, etken kampanyalarda kullanılan yüksek miktardaki
paralar. Cumhuriyetçiler ülke genelinde muhafazakar zengin işadamları ve şirketlerden büyük oranlarda parasal destek aldı. ABD Yüksek
Mahkemesi son yıllarda aldığı kararlar ile şirketlerin tüzel kişiler olarak
diğer kişilerle aynı haklara sahip olduğunu ve seçim kampanyalarında ifade özgürlüğünü kullanmak adına (!) maddi katkı sağlayabilmelerini yasal buldu. Bu durum, büyük şirketlerin önünü açtı. Tabii ki şirketlerin siyasete aktif katılımı bireylerin ikincil
olmasını ve demokrasi alanının bireyler aleyhinde daralmasını da beraberinde getiriyor.
Senato seçimlerinin yanısıra vali
seçimlerinde de muhafazakarlar galip çıktı. Demokratlar Obama’nın seçim
bölgesinde bile valilike seçimini kaybetti. Ohio, Wisconsin, New Mexico,
Maryland, Ilinois’in Cumhuriyetçi
valileri ekonominin gelişmesi için devletin
küçülmesini, büyük iş sahiplerinden alınan vergilerin düşürülmesi, devlet
harcamalarının azaltılması gibi makro ekonomik politikalar yanında kürtaj ve homoseksüel evlilik karşıtı
kampanyalar yürüttüler.
Seçmenler, yerel düzeyde ayrıca eyalet
savcısı seçimi ve bölgelerini ilgilendiren harcamalar veya yeni planlar
konusunda referanduma gittiler.
Bunlardan bazıları, bazı bölgelerde okul binalarının tadilatı, ulaşım hatlarından
elde edilen gelirin bir fonda toplanması, vs.
Kısa da olsa sizinle ABD’de Kasım 2014’te
demokrasinin nasıl işlediğini paylaşmak istedim.