Yaşadığımız
son olaylar Türk insanının demokrasi sınavdır. Demokratik ülkelerde de gruplar
arası çatışmalar, yolsuzluk iddiaları ve yolsuzluklar vs. gerçekleşir.
Demokrasi bu durumlarla baş etmek için bir araçtır. Bu durumları ortadan
kaldıracak sihirli bir değnek değildir.
Demokrasi
kurumlarla yaşar. Yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığı; kişi hak ve
özgürlükleri, sivil toplum örgütleri demokrasinin üzerinde yükseldiği
kurumlardır. Bunlardan bir tanesi zarar görse demokrasi örselenir. Bir
tanesinin yokluğu demokrasiyi ortadan kaldılır. Yani kurumlara tutunmak
demokrasinin olmazsa olmazdır.
Türk
siyasetinde onlarca yıldır görüğümüz iktidarların güç ile bütünleşmesi ve
otoriterleşmesi eğilimi ve geleneği demokratik kültürümüzün yokluğundan değil
zayıflığından kaynaklanıyor.
Sağlam
bir demokratik kültür nasıl kurulabilir?
1.
Bunun
en temel yeri ailedir. Aile içinde her ferdin konuşma; sorunları görme ve
sorgulama; mutlulukları paylaşma hakkı ve sorumluluğu vardır. Aile içinde
yaşları ne olursa olsun her çocuğun ve eşlerin ifade özgürlükleri bulunmalıdır.
Cinsiyet ve yaş ayrımcılığı yapmadan karşısındakine saygıyı yaşamanın ve
yaşatmanın ilk durağı ailedir. Yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun çocukların soruları cevaplanmalıdır.
2.
Demokratikleşme
açısından ikinci ve oldukça önemli ortam okuldur. Herşeyden önce ‘öğretmenler
çocukların sahipleri’ değildirler. Öğretmenler para karşılığı öğrencilere hizmet
veren memurlardır. O hizmetin bedelini öğrencilerin yakınlarının ödedikleri
vergilerden gelmektedir. Kendi ödedikleri
vergilerle de kendileri hizmet almaktadırlar. Öğretmenlik mesleği kutsaldır;
öğretmenler kutsal değildirler. Bu yüzden öğretmenler derslerde öğrencilerine diktatör
gibi davranmmamalı onların istek ve beklentilerine cevap vermeldirler. Öğrencilerin sıkılmadan öğrenmesi için derslerini ilginç hale getirmeli, her
öğrencinin dersten memnun ayrılmasını sağlamalıdırlar. Öğrencilerini küçük
düşürecek ve incitecek davranışlardan uzak durmalıdırlar. Onların HER sorusunu
cevaplamaya çalışmalıdırlar. Bilmedikleri konuyu araştırıp geleceklerini
söyleyecek kadar önce kendilerine dürüst olmalılar.
3. Üçüncü olarak çocukların
sosyal faaliyetlerde bulunmasına, klüplere katılmasına veya klüpler kurmasına
imkan verilmelidir. Böylece çocuklar veya gençler demokratik ortamda
mücadelenin barışçıl yollarını da öğrenmiş olurlar.